Cevap tarihi: 01.11.2024
Yargıtay içtihatlarında son yıllarda tahkime yönelik olumlu yaklaşım ve sınırlı müdahale eğilimi görülür. Özellikle 6100 sayılı HMK ve 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu’nun getirdiği çerçeveye uyum sağlanmıştır. Mahkemeler, geçerli tahkim anlaşması varsa davayı usulden reddediyor, iptal davasında ise sadece sınırlı sebepleri (kamu düzeni, yetki, usul aykırılığı) inceliyor. Maddi konulara girmemeye özen gösteriyor. Böylece tahkimin bağımsızlığı ve süratli yargılama özelliği korunuyor. Yargıtay, iptal davalarında bile kararların içeriğini denetlemekten kaçınıp ‘usul’ ve ‘geçerlilik’ ile ilgili konularla sınırlı inceleme yapıyor. Dolayısıyla çağdaş eğilim tahkim dostu bir yargı oluşturmak yönünde.